Dikkat Alg Çıkabilir!
Lise biyoloji dersinde hepimiz duymuşuzdur algleri
yani yakın anlamıyla su yosunlarını. Fakat bitkiler arasında çok az gelişmiş
olmaları ve zor telaffuzları haricinde fazla da bir şey öğrenememişizdir çoğu
zaman. Mantar dediğimizde daha fazla şey bilip anlamamıza rağmen, bu canlı
grubu hakkında yeteri kadar bilgiye sahip değilizdir. Bunun sebebi, bu
canlıların önemsiz olmaları ya da doğada nadiren görülmeleri değil, bu
canlıların öneminin eğitimde vurgulanmayışıdır. Belki başka bir sebep, bu
canlıların yüzmeye olan aşklarından dolayı sıvı içerisinde topaklarını çözerek
yayılmaları ve bu sayede görünür bir büyüklüğe erişememeleridir. Görmediğimiz
şeyi bilemeyiz ya. Mikroalg sınıfına girenler tek hücreli ya da koloniyal
olduklarından genellikle birkaç mikron boyutundadır. Tabii ki bazı makroalg
türleri çok hücreli yapılarından dolayı devasa boyutlara ulaşabilir, nitekim kelplerin
boyu 60 metreyi bulabilir.
Filamental alg
Algler yeşil canlılardır. Fazla karmaşık
bitkilerden (kapalı tohumlular) kolaylıkla ayrıştırılabilir fakat diğerlerine
göre oldukça az karmaşık yapıda olan ciğer otları, kara yosunları ve eğrelti
otlarından belki bir tek noktada ayrıştırılabilir. O da üreme organının tek tip
hücreden oluşudur ve bütün hücreler yeni bir canlı üretme kabiliyetindedir. Algler
için bitki aleminin (Archeaplastida ya da Plantae) en az karmaşık canlıları
desek yanılmış olmayız. Canlı sınıflandırması konusunda uzman bilim adamları, her
ne kadar tek hücreli algleri protista alemine ya da siyanobakterleri ise
prokaryotlar üst alemine dahil etseler de; bu canlıların hepsini, şimdilik
bitkiler aleminin bir üyesi saymak yanlış olmaz.
Peki nerelerde yaşar bu canlılar? Yok değil, tardigradlar
kadar da dayanıklı değillerdir, uç (ekstrem) yaşam şartlarına. Tardigradlar da
belki başka bir ilginç yazının konusu olabilir; fakat algler de oldukça
yetenekli savaşçılardır. Hayatta kalmak için verdikleri mücadele hayranlık
vericidir ki, yazının asıl konusu da budur. Öyle ki havada ve karada, taşın
üzerinde ve altında, kutup soğuğunda ve hamam
suyunda, suyun üzerinde ve dibinde yani kısacası her yerde alg bulunabilir.
Suyun tuzluluğu yaşama neredeyse hiç engel değildir, denizde yaşayan algler olduğu
gibi tatlı sularda yaşayan alg çeşitleri de oldukça fazladır. Suyun asitliğine
karşı da direnir algler. pH’ın 1-1,5 civarı olduğu, ağzımızı bir anlığına
değdirmekten bile çekindiğimiz konsantre limon suyunda 24 saat yaşayabilen alg
türleri vardır. Taşların üzerine yapışan algleri çok iyi biliriz; kimisine
basarak kayıp düşeriz; fakat kimisi taşların çatlaklarından içeri sızar, kimisi
de kayaların mikro gözeneklerinde yaşarlar. Ağaç kovuklarında yaşayanları iyi
biliriz; bazen yolumuzu ona göre belirleriz de, toprağın altında yaşayandan pek
haberdar değilizdir. Likenlerin yarısı mantarsa, diğer yarısı da algdir;
geçinir giderler. Fakat bazı algler de havada yaşar, bildiğimiz hava.
Diatomlar (Bacillariophyceae)
Bazıları ise bildiğimiz bir çok canlıdan farklı
yerleri yaşam alanı olarak tercih eder. Bu hava ya da su değildir, başka bir
canlının içidir. Protozoaların (paramesyum gibi tek hücreliler) içinde yaşayan
türler olduğu gibi, kurtlar, yumuşakçalar (salyangoz), knidliler (hidra) ve
deniz taraklılarının da içinde yaşayan türler mevcuttur. Mercanlar içinde yaşayan alg türlerinin,
mercanın büyümesi ve yayılması için hayati olduğu belirlenmiştir. Deniz
şakayıklarının içerisinde bulunan algler, şakayıkların ışığa karşı bir
hassasiyet gösterebildiğini ve yönelebildiğini göstermiştir, fakat alg bulundurmayanlar
ışığa karşı duyarsızdır. Bir yassı solucan türünün hayatta kalabilmesinin,
içinde yaşayan alg türünün ona besin sağlamasına bağlı olduğu keşfedilmiştir. Böyle
bir simbiyotik ilişki olmadığı zaman bu yassı solucan yaşayamaz.
Sıkı durun; başka bitkilerin içinde yaşayan algler
de var. Bunlar kara yosunlarının üzerinde yaşayabildiği gibi eğrelti ve boynuz
otlarının içinde de yaşar. Yetmez diyorsanız dahası var: parazit algler. Yaprakların,
tomurcukların ve meyvelerin içine girerek oradaki hazır besini tüketen onca
parazit alg mevcut iken, bir başka algi bile parazit yaşama zorlayan türler
mevcuttur.
Bu yazıda, alglerin
yaşam alanlarını kısaca özetledim. Yazdıklarım sadece kısa bir özet olarak
algılanabilir. Daha keşfedilecek bir çok bilgi mevcut.
Referanslar: